İçeriğe geç

Hamdetmek ne demek TDK ?

Hamdetmek ne demek TDK? Tanımı Aşan Bir Yüzleşme

“Hamdetmek”i yalnızca “şükretmek”e indirgemek, hamd ile şükrün anlam ufkunu daraltır; dilimizdeki derin bir ayrımı görünmez kılar.

Sert konuşacağım: “Hamdetmek” denince akla sadece “şükretmek” geliyorsa, mesele dilbilgisi değil, düşünce tembelliğidir. TDK’nın kamusal dilimizi biçimlendiren ağırlığı var; bu yüzden tek satırlık tanımlar, zihinlerimizde koca anlam dünyalarını kilitleyebiliyor. Gelin, ezberi tartışalım: “Hamdetmek” gerçekten yalnızca “şükretmek” midir, yoksa biz tanımı kolay olan tarafa mı kaçıyoruz?

TDK Ne Diyor; Eksik Kalan Ne?

TDK’ya atıfla yaygınlaşan karşılık “(–e) Tanrı’ya şükretmek”tir; köken bilgisi de çoğu kaynakta “Arapça ḥamd + Türkçe etmek” olarak verilir. Bu kadarı doğru; fakat mesele burada biterse hamdın “övgü, yüceltme” boyutu gölgede kalır. Tanımı bu denli daraltmak, hamd ile şükrün kadim ayrımını silikleştirir. :contentReference[oaicite:0]{index=0}

“Hamd mı Şükür mü?” Tartışmanın Kalbi

Dinî-literer literatürde “hamd”, iyilik ve kemal sebebiyle övgüyü; “şükür” ise nimete verilen cevabı anlatır. Yani hamd, koşulsuz yöneliştir; nimet var-yok demeden övgüdür. Şükür ise çoğu kez nimete bağlanır: verildiğinde artar, çekildiğinde zorlanır. Bu fark, Diyanet’in ve TDV İslâm Ansiklopedisi’nin açıklamalarında açıkça izlenebilir. Tanımı yalnızca “şükretmek” diye sabitlemek, hamdın koşulsuz ufkunu kapatır. :contentReference[oaicite:1]{index=1}

Yazım Meselesi: “Hamd etmek” mi “Hamdetmek” mi?

Bir başka tartışma da yazımda: Güncel kullanımda “hamdetmek” bitişik yazılır; “hamd etmek” biçimi yanlış kabul edilir. Bu yalnızca şekil bilgisi değildir; kalıplaşma (yardımcı fiille kaynaşma) gösterir ve yerleşik dil içgüdüsünü yansıtır. Yanlış biçimlerle dinsel söylemi estetik açıdan da zedeliyoruz. :contentReference[oaicite:2]{index=2}

Peki Neden İtiraz Ediyorum?

Çünkü sözlükte iki kelimeyi eşitlemek kolay, yaşarken ayırmak zor. “Hamd = şükür” dediğinizde, felaket anında diliniz tutulur: nimeti göremeyince şükredebileceğiniz bir gerekçe ararsınız. Oysa hamd, gerekçe aramaz; varlığın kendisine yönelir. Sözlük tanımı kısaldıkça düşünce dünyamız da kısalıyor; ibadeti psikolojik rahatlama tekniğine indiriyoruz. “Şükür günlüğü” tutmakla hamd arasındaki irtifayı kim koruyacak?

Erkek Akıl – Kadın Kalp: İki Yaklaşım, Bir Gerçek

Stratejik ve analitik yaklaşan erkekler için “hamdetmek”, başarı anlatısını törpüler: “Planım tuttu” yerine “düzenin hikmeti tecelli etti” demeyi öğretir. Empatik ve toplumsal etkiler üzerinden düşünen kadınlar içinse hamd, şükrü toplumsal sorumluluğa bağlar: nimeti paylaşmaya, adaleti gözetmeye yöneltir. Bu iki bakış birleştiğinde “hamdetmek”, bireysel minneti aşar; etiğe, ekonomiye ve ortak hayata taşınır.

Zayıf Yönler ve Tartışmalı Noktalar

Aşırı psikolojikleştirme: “Şükür = iyi hissetme tekniği”ne indirgenince, hamdın aşkın boyutu kaybolur. O zaman din dilinin enerjisi, mindfulness sözlüğüne sızar ve sönümlenir.

Pasifleştirici söylem riski: “Hâline şükret” klişesi, yapısal sorunlara itirazı köreltebilir. Hamdın içindeki tazim ve tevhid bilinci, şükrü eyleme —paylaşma, onarma, adalet— dönüştürmediğinde, dilimiz vicdanımızın önüne geçer.

Sözlükteki dar tanımın toplumsal etkisi: Kamusal kurumların (TDK gibi) kısa tanımları öğretideki zenginliği yansıtmayınca, eğitim materyalleri ve medya dilinde yüzeysellik çoğalır. Sonra “neden bu kadar sığ konuşuyoruz?” diye şaşırıyoruz.

Kanıt Zemini: Anlam Ufku Neden Genişletilmeli?

Sözlükler, asgarî ortak paydadır; fakat hamd-şükür ayrımı yalnızca sözlük işi değil, düşünce tarihidir. Dinî kaynaklar hamdı “övgü ve yüceltme”, şükrü “nimete teşekkür” diye ayırır; üstelik bu ayrım dilimizde yüzyıllık metinlerle taşınmıştır. Dolayısıyla TDK’ya atıfla dolaşan “Tanrı’ya şükretmek” karşılığı, kavramı eksik okuma riskini artırır; nüans cümlesi şarttır: “Hamdetmek, şükretmeyi içerir ama onu aşar.” :contentReference[oaicite:3]{index=3}

Günlük Dilde Somutlaştırma

Yemekten sonra “şükür” demek doğaldır; nimete verilen cevaptır. Fakat aynı anda “hamdolsun” diyorsan, nimetin ötesinde vereni yüceltiyorsun: şartlara bağımlı olmayan bir mihver kuruyorsun. İşte bu yüzden yazım kadar anlamı da ciddiye almak zorundayız; aksi hâlde, dindar bir sözlüğe sahip olup seküler bir alışkanlıkla konuşuruz.

Provokatif Sorular: Yorumda Devam Edelim

— “Hamd = şükür” diyerek kendini rahatlattığında, hangi sorumluluğu ertelediğini hiç düşündün mü?

— Kötü gününde şükür zor geliyorsa, hamd dilin ne söylüyor?

— Yazımda ısrarla “hamd etmek” diyenlere katılıyor musun; yoksa dilin kaynaşma kuralını sahiplenmeli miyiz? :contentReference[oaicite:4]{index=4}

— Sözlük tanımı mı pratikteki tecrübe mi daha belirleyici? Hangisi diğerine ufuk açmalı?

Sonuç: Tanımı Değil Ufku Savunalım

“Hamdetmek ne demek TDK?” sorusu, sadece bir madde başı arayışı değil; dilimizin vicdanını yoklama fırsatı. Tanımın çekirdeğini inkâr etmiyorum; ama kabuğunu kırmadan çekirdeğin ağaca dönüşmeyeceğini hatırlatıyorum. Yazımda “hamdetmek”i doğru yazalım; anlamda hamdı şükrün üstüne —onu yutarak değil, yön vererek— koyalım. Böylece hem dilimiz berraklaşır hem de inanç dilimizin derinliği gündelik hayata sızar. :contentReference[oaicite:5]{index=5}

::contentReference[oaicite:6]{index=6}

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

şişli escort
Sitemap
hiltonbethttps://www.tulipbet.online/splash